Kayıtlar

Kasım, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PREDESTINATION - KADER

Resim
paradoks Kitap 1950'llerde yazılmasına rağmen 2014 de filme uyarlanmış. All you zombies. Zorlayıcı, şaşırtıcı ve sarsıcı bir filme hazırlayın kendinizi.  Film, zamanda yolculuk, kadere küçük dokunuşlarla suçları önleme fantezisi, zaman ajanları alt yapısı ile bir örgü. Ama örgünün içinde başka bir döngü var ki sanki iki ayrı senaryo bağlanmış hissi veriyor.  Zaman kavramı içine yerleştirilen Hermatrodit betimlesi ile bir paradoksun içinde buluyorsunuz kendinizi. Bu paradoks seyirciyi bunaltıyor ve film sonunda sarsıyor. Beni ise büyüleyen bu hermafrodit başlangıç oldu. Efsaneye göre Hermes ve Afroditin oğulları Hermafrodit ile güzeller güzeli Salmakisin aşk ile bir bedende çift cinsiyetli yaşamasıdır. Fakat Zeus bir gün bu bedeni ayırır o gün bugündür de insanlık o bedendeki eşini bulmak için aşkın peşinde koşarda koşar.  Spierig kardeşlerse bu çemberle başlattıkları durumu, bu içinden çakılmaz hali, beyaz perdeye yansıtırken "aslında sen de yoksun, bende yoku...

SNOWPIERCER - KAR KÜREYİCİ

Resim
düzen Geçmişte yada gelecekte, tufandan önce yada sonra veyahut filmdeki gibi küresel ısınmanın sonunda, insanlığın yaşam döngüsündeki tekrarı irdeleyen bir film karküreyici.  Tufan ertesi gibi insan ırkından son kalanların yerleştiği ve içinde küçük bir ekolojik dünya yaratılan trenin durmaksızın hareketi halinde, yaşananları çok da hoş olmayan görüntüler eşliğinde sunuyor. Biraz karanlık bir film olmakla beraber zaten amaç da toplumsal baskıyı, zulmü, sınıf farkını  ve şiddeti vurgulamak olduğundan doğal bir görüntü ortaya çıkıyor. Willford'un Tanrı rolünü; trende çıkan isyan - toplumsal devrim algısı - ertesi, devrime liderlik eden Curtis' e bırakmak için söyledikleri ise dünya düzenini kısaca özetliyor.  "Bu tren  dünyanın ta kendisidir yaşayanlar ise insanlık. iyisi kötüsü kölesi haini ve liderleri ile."  Tren Willford için Ütopik, Curtis içinse dispotiktir.  Düzeni oluşturan herşeyin nicelikle değil nitelikle ilintili olduğunu bir avuç...

PEACEFUL WARRIOR - DİNGİN SAVAŞÇI

Resim
sendeki sana ulaş Dan Millman' ın içsel farkındalığını, yaşam döngüsü içinde sunan bir seyirlik Dingin Savaşçı. Ve çok başarılı. Millmanın kendisine yaptığı yolculuğu, zihinsel ve fiziksel bütünleşmeyi, bir çöküşten zafere uzanan yolu ve yaşadığı çıkmazları çok iyi bir kurgu ile sunuyor film. Seyirlik olarak bile enfes bir film kaldı ki mesajlar çok açık ve akıllıca yerleştirilmiş bütüne. ( film yazarın kendi yaşam öyküsü )  "hayatta sıradan bir an yoktur" "yapman gerekeni başkaları söylemesin yapman gerekeni içinden bul" "zihinle bedenein bütünlersen dinginlenirsin" "kazanmak için değil mutlu olmak için istediğini yap" "kaos aslında düzendir" "bazen kendine gelmek için aklını yitirmen gerekir" "tek amacın gerçekleşmiyorsa sebebi vardır. bul"  "hayat uykudur ve ölüm bir değişimdir. ölümde üzülünecek tek şey yaşamadan ölenlerdir" filmdeki Sokrates bu ve buna benzer söylemleri yaşamın iç...

SUNSET LİMİTED

Resim
sorgulama İnsanlık; sorgusuzca kabul edenler ile sorgulamadan red edenler ve onların arasında herşeyi sorgulayanlar, kitlelerine bölünmüş yaşamda.  Çok başarılı bir sorgulama, kabul, red, inanç, inançsızlık filmi Sunset Limited. Film değil bir tiyatro seyreyliyorsunuz bir kere. Çok başarılı iki aktör, tek sahne, isimsiz figürler. Black ve White. Hayatın tüm zıtlıkları ve inançları üzerine akıcı ve yüksek dozajlı bir film.  İntahara karar veren White' ın kendisi ile yüzleşmesinin yanısıra Black' in inanç çizgisi ile Tanrıyı sorgulatmasında Tommy Lee Jones'ın performansı müthiş. Black'in ise tekliğe, Tanrıya ve kadere yaptığı göndermeler ile White da farkındalık yaratma çabası ve kaybedişi Samuel L. Jackson' ın oyunculuğu ile zirvede.  Beyaz bir insanın karamsarlık, mutsuzluk, umutsuzluk gibi hayatın siyah alanlarını betimlemesi, siyah bir insanın ise tüm sevgi, mutluluk kanaatkarlık gibi aydınlık olguları temsili de ince düşünülmüş.  Tiradlar, dialogl...

EDGE OF TOMORROW - YARININ KIYISINDA

Resim
olasılıklar - olasılıksızlar - yapay zeka   bazen hiç ummadığınız anda seyrettiğiniz bir film mıhlar sizi koltuğa. Ne anlattığından ziyade nasıl o salona girdiğinize şaşarsınız. Tamamen vakit geçirmek ve ergen yavrumun Tom Cruise afişli actiona "bu filme girelim" demesiyle oturduğum koltuktan ben filme bayılmış, bizim ergense sıkılmış kalktık. tüm olasılıklar yaşandı bitti diyoruz ya, yaşanabilecek ne varsa tüm olasılıklar...  ve kaderi değiştiren ve kaderi oluşturan bu sonsuz olasılıklar dizisi. her gün ölüp, her gün yeniden aynı güne uyanan Yarbay Cage  ve her günü yenileyen her gün başka biçimde ölen, ölene dek, çok insanı ölümden alan, deneyimlemelerle akışları değiştiren Cage. Öle öle yaşamayı ve yaşatmayı öğrenen Cage. Bazen vazgeçen umutsuzlukla bardakların dibini gören, çoğu zamansa vazgeçmeyen yeniden düşüp yeniden kalkan Cage. Değişen gelişen ve kazanan..  bana "kaderini yazsana" diyor beyazperdeden. "Sonu ölüm olmayan çok şansın...

SELF/LESS

Resim
bilinç transferi Beden ölüme mahkum, bilinç ise dinç. Beden gidebilir ama bilinç bu boyutta yani dünyada yaşamaya devam edebilir. Bir nevi bilinç - beyin - ruh nakli. Fantastik. Ama unutmamalı ki insanoğlunun fantazileri değilmi zaten geleceği şekillendiren.  Bedenin holografik bir görüntü olduğunun ısrarında zaten kuantum fiziği. E beden holografik ise aslonan bilinç olsa gerek. Yada ruh yada beyin yada saf enerji. Adına ne dersek diyelim gerçek sandığımız bedenin sanal, sanal sandığımız bilincin de gerçek olduğu kanıtının peşinde bilim. Keza öğretiler ve tüm dinler. Herkes aynı şeyi farklı biçimlerde ifade ediyor. Herkes algısı doğrultusunda, tekliğe gidişte.  Film bu sürece değişik bir bakışla yaklaşmış. Bir bedendeki mevcut bilinç, baskılanarak aynı bedene ölmüş birinin bilinci yerleştiriliyor. Nakil yapılan bedendeki bilinç öldürülemiyor ancak derin bir uykuya geçiriliyor. Ölen kişinin bilinci ise bu bedenle yaşamaya devam ediyor. Ancak bunun için bu işlemi y...

AFTER LIFE - YAŞAMDAN SONRASI

Resim
bedensel ölüm ( mü ?) İyi kurgulanmış Afterlife. Gerilim boyutu ağır basan, gerilim atmosferi içinde de ölüm sonrasını sorgulatan bir film. Filmin sonunda hala aklınızda soru işareti kalmıyor değil.  Karakterler gelgitli bir davranış modeli içindeler. Bu da filmin heyecan boyutunu artırıyor. Bedeni terk eden ruhun ölmediği, ölenin beden olduğu vurgusu işlenmekle beraber, Cenaze müdürü Deacon Arafta kalanlarla iletişim kurabiliyor.  Bedeni bırakan ruh, boyut değiştiremeyip yada değiştirmeyip dünyada kalır. Bedeninin öldüğüne ikna etmek ve diğer boyuta geçmesi gerekliliğini anlatmak  ise Deacon'a düşer. Dialogların zaman zaman düşündürücü, zaman zaman tebessüm ettirici halleri gerilim havasını azaltmaya yetmese de, ironik, değişik bir film After Life. İnsanoğlunun en büyük sorularından, sorunlarından biridir ölüm sonrası yaşam. Kabir azabı ve gidilen mekan soruları insanın sorgusu, merakı bitmeyecek, tükenmeyecek. yönetmen / Agnieszka Wojtowicz Vosloo yapım ...