PERFECT SENSE / MÜKEMMEL DUYU
farkındalık ve koşulsuz aşk
Yeryüzündeki tüm insanlar sebepsiz ve ilişkisiz olarak lakin eşzamanlılığa yakın zaman dilimlerinde duyularını yitiriyorlar. Film bu küresel kabusu, bir çift insanın sarmalında ve insani duyguları baz alarak ilerliyor. Bir felaket filmi yada aşk filmi değil kendinizi fark etme filmi aslında. Herkese aynı duyguları yaşatmayabilme ihtimali yüksek olsa da benim için mükemmel bir filmdi. ( filmin türkçesini "yeryüzündeki son aşk" diye çevirmişler ama ben mükemmel duyu olarak yazmak istedim çünkü bence de dokunmak mükemmel bir duyumuz :))
Yoğun bir mutsuzluk ve keder ertesi koku duyusunu kaybediyor insanlık. Keder duygusu bizi ağlattığından ve soluksuz bıraktığından, daralma yarattığından ruhumuzda, koku gidiyor elden. Ve buna kolay uyum sağlıyor insanlık, kokusuz formüller yaratıyor. Ardından gelen yalnızlık ve açlık dalgası, tüketimin getirdiği tatminsizlik hali tat alma duyusunu götürüyor insanlardan. Hayattan tat almayı unutan insanlar tadı kaybediyor. Bu iki duyunun kaybedilmesi insanlıkta görsel ve işitsel alanda yaratıcılık getirirken, bu kez öfke patlamaları ile duyma yok oluyor. Öfke bizi karşımızdakini dinletmeyen ve iletişimi koparan bir duygu olduğundan bu kez de işitme yitiriliyor. Tatsız, kokusuz ve duyumsuz sessiz bir dünyada insanlığın eline görmek ve dokunmaktan başka bir şey kalmıyor. Sevme ve affetmeyi içselleştiremeyen insanoğlunun elinden görme yetisi de uçup gidiyor. Son kalan dokunma insanoğluna.
Dokunma. Enerjilerin birleşmesi. Bütüne varma arzusu. Bütün olma, bir olma açlığı ...
Film boyunca yürüyen aşk ilişkisi ise işte tam da tüm bu duyguları, insan olma halimizi kendimizi tanımamızı sevmemizi ve dahası koşulsuz aşkı yaşamamızı fark ettiriyor.
Kokusunu almadan, sesini duymadan ve dahi görmeden sadece dokunarak sarılarak ve sevişerek bir insanı içinize katabilir misiniz ey okur. Kapayın gözünüzü, kokusuz, sessiz bir yerde dönün içinize, sevdiğini sandığınız kişiyle sadece dokunarak bir olabilir misiz. Ya da aslında sadece dokunarak bir olabilirsiniz. O zaman aşk aşktır ve öz'e vardırır... Bir olduğunuz Ruhu azamın bir parçasıdır işte o vakit. Boyutsuzluktur yaşadığın, elinde kalan ne duyduğun, ne gördüğün, ne işittiğindir... sadece hissettiğindir ki o da bu dünya boyutunda dokunarak var olur.
Suretsiz sevişerek, maddesiz birleşerek, sadece ruhunuzla bir ve bütün bir aşkı yaşabiliyorsanız, kendinize de varmışsınızdır. Engelleri hiçe sayarak, engel görmeyerek, aslında tek gerçekliğin enerjilerin mükemmel birleşiminde gerçek sevgiyle bir olduğunda bütünleştiğini fark ederek yaşamak. Ne şükürdür kim bilir ve yaşayana ne şanstır.
Bu filmin devamının çekilmesini hayal ettim. Dokunarak fark eden insanın, insanı kamile ermesi için tüm duyularını yeniden tekler teker deneyimleyerek aşarak yeniden duyularına kavuşmasını düşündüm. Çünkü bilgi yetmez insana deneyimlemesi gerekir her eksi yada artı oluşu oluşumu ki insan olabilsin.
yönetmen / david mackenzie
yapım yılı / 2011
Yorumlar
Yorum Gönder