YARATIMIN SPİRİTÜEL EVREN FİLMLERİ

dönüşüm  Jonathan  Safran Foer'in aynı adlı romanından uyarlama 9/11 trajedisi ( ya da komplosu :) ) çıkışlı ama kendi kişisel duygusunda örülü çok güzel bir film Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın. Film küçük karakter Oscar'ın dünyasında ilerliyor. Hayata farklı bakan, zekası farklı işleyen Oscar'ı çok iyi anlayan ve onunla aynı pencereden bakan babası  9/11 de hayatını kaybeder. Ki zaten filmin başında Tom Hanks' in rolü de bu sebeple tamamlanır.   Sonrasını ise bir çocuk değil bir insan gözüyle izlemek sistemi büyük resimden görmemizi sağlayacaktır.  Kayıp, hüzün, derin umutsuzluk, mutsuzluk derken umut, koşulsuz ve yargısız sevmek, inanmak, affetmek ve özgürleşmek... Film boyu tüm bu duygusal açılımları ve dönüşümleri Oscarla adımlıyorsunuz. Ve aslında çocuk ya da yetişkin hepimiz için süreç aynı işliyor. Her birimizin özgürlük ve sevgi yolunda attığımız adımlar çok benzer. Mesele herhangi birine takılıp kalmamak. Adımlayarak içsel özgürlük

mana okyanusu insan  23 farklı kişiliği barındıran Kevin geçmişi travmalarla dolu  parçalanmış kişilik bozukluğu yaşayan genç bir adamdır. Dr'u Karen Fletcher gözetiminde ve desteğinde hayatını idame ettirmekte ve kişilik geçişlerini de zaman zaman fark etmektedir. Film Psikolojik gerilim yapısı içinde ilerlerken Kevin tarafından kaçırılan Casey'nın de hem kendisiyle hem Kevın'la yüzleşmesine tanıklık ediyoruz.  Filmin konusu ben de ise farklı bir bakış açısı çağrıştırıyor ve dahi sorgulatıyor. İnsani vasıfta tüm duygu ve davranışları aslında bilincimizde barındırıyoruz. Ama bizde şekillenen terkibimiz doğrultusunda hepimizde aslında var olan mesela merhamet duygusu, kimimizde baskın iken kimimizde minimum düzeyde kalabiliyor. Ya da hepimizin içinde şiddete dair veri var iken bazımız ciddi şiddet eğilimli olurken, kimimiz ise ancak çok büyük sebeplerde içimize doğru doğrultumuz şiddeti yaşayabiliriz. Dolayısıyla bilincimizde, ruhumuzda mevcut olan