Kayıtlar

Şubat, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BAB-I AZİZ

Resim
" yolun, yolcunun, yolculuğun biricikliği " Film Ali imran suresinin 33 -37. ayetleri ile başlar. filmin tüm müziklerinin sarhoş ediciliği bir yana açılıştaki okuma bile sizi sizden alır. Ayetler tesadüfi değil elbet :)  Ne yeri bellidir öykünün ne zamanı. Her ne kadar tunus ve iran da çekilmiş olsa da seyrederken sizi onlarca ülkeye götürür ama gördüğünüz de çöldür aslen. 14.yy sanırsınız zamanı ama bir bakmışsınız 20. yy dır.  ne yeri vardır bu yolcuların, ne zamanları velhasıl.  Doğumla başlar film. Kaos ertesi varoluşla. Kum fırtınası ertesi, kumun içinden doğrulan torun, kumun içinden dedesini çıkarır.  İştar / sümerlerin aşk tanrısı. ve kız çocuğudur yani safiyet. Bab-ı aziz'i çeker çıkarır kumdan. Ama'dır gözü. Ama, gönlünle görür dede. Hikmettir. Bilgeliktir.  Aşk, saflık tutar elinden hikmetin ve bilgeliğin, yola çıkarlar. Aşk için yol bilinmezdir. Hikmet ise " bilinmez yok,  yol var sadece"  diyendir.  Allah'a ...

KINGDOM of HEAVEN / CENNETİN KRALLIĞI

Resim
kudüs  Yüzyıllardır paylaşılamayan dünyanın en kadim kenti. Kimine göre kan ve acı. Kimine göre politik savaş arenası. Vicdan, hırs, birlik. Kaos ve belki de kalabalığın içindeki en yalnız şehir. Bilinç açılımlarının İbrahimden Muhammede uzanan katmanları bana göre Kudus.  Her şeyin başladığı yer ve belki de biteceği. Kudüs her şeyi barındırır tıpkı biz gibi. Nasıl ki hepimizde Adem, İbrahim, Musa, İsa, Muhammed bilinçleri ve meşrepleri mevcut ise Kudusde de öyle. Her taşında, her sokağında;  tüm kainatın kaydı, bilgisi  saklı. Tıpkı her hücremizdeki gibi.  Kudüs hem gül hem kan. Hem her şey, hem hiç bir şey.  Cennetin Krallığı; Kudüs krallığının yıkılışı ve  2.haçlı seferini tarihi kişiliklerle anlatan, tüm isimlerin, mekanların ve tarihi akışın doğru ve şaşırtıcı ölçüde objektif olduğu nefis bir film. Zengin oyuncu kadrosu, akıcılığı ve dikkat çeken diyalogları ile aslında özlenen Kudus'e ithaf edilmiş sanki.  Kral b...

AGORA

Resim
din savaşları  Her ne kadar film Hypatia' yı merkeze almış olsa da anlatı nefis bir din, sistem irdelemesi ve tarihe ışık tutan gerçek bir anlatı.   İskenderiye Kütüphanesinin son yöneticisi yunanlı Theon'un kızı olan Hypatia çok özel biridir. Erkek egemen bir dünyada astronomi, matematik ve felsefe dersleri vermektedir. Tarihte bilinen ilk kadın filozofdur.  Yönetmen hem Hypatia'yı hem MS. 4.yy Roma imparatorluğu sınırlarındaki İskenderiyede olup biten din, siyaset, toplum üçlemesini çok güzel harmanlamış. Bir yandan dinler üzeri düşünen, sadece evreni, yaratımı ve insanı sorgulayan bir filozof, diğer yandan insanları din etiketleri ile sınıflayan ve zorbalıkta sınır tanımayan din sömürgecileri. Tarih değişse de yüzyıllar geçse de, mekanlar farklı da olsa insan her çağda aynı insan. Din adına dini kullanarak toplumları etki altına alan, yönlendireni yöneten ve dini tamamen çıkarları doğrultusunda harmanlayan gruplar MS 4.yy da da aynı, günümüz dünyasınd...

The WHITE CROW / BEYAZ KARGA

Resim
özgürlük "beyaz karga"     Rusçada çok özel bir deyim, sembol. " Yetenekli, farklı aykırı, benzersiz, dikkat çeken" insanları tanımlamak için kullanılır.  siyaset. sanat. özgürlük. yasaklar. tutku.  Dans doğası gereği ruhsal ve bedensel özgürlüğü ve özgünlüğü temsil eder. İroni ise dansı icra etme yeri ve zamanının bir devletin kontrolünde ve sınırladığı coğrafyada yapabilme kısıtlılığıdır.  Sadece dans değil elbet Sovyet Rusya'nın Çarlık Rusyası sonrası Gorbaçovlu yıllara dek sürdürdüğü rejimde, dünyanın en büyük açık cezaevi tarzı yaşam modeli özellikle sanatın ve sporun  her alanında zorlayıcı yıllardı. Filme yansıyan sovyet rusyanın siyasi duruşu yada kgb'nin sanatçıya uyguladığı zulüm değil benim anlatacağım. Veyahut eleştirilen fransız siyaseti yada "dans filmi denemeyecek kadar az dans var, nureyevin de hayatı ne az"  serzenişleri doğrultusunda da değil  anlatacağım. ( kaldı ki bence Ralph Fiennes de  bunlar...

FLATLİNERS / ÇİZGİ ÖTESİ

Resim
vicdan Nicolae Minovici ile ilgili bir haber karşıma çıkınca bu film geldi aklıma ister istemez. Film olarak çok sıradan bir film olsa da senaryonun iyi kurgulanmadığı bir yapım olsa da çıkış noktası tıpkı Minovici'nin deneylerinin çıkış noktası.  Ölüm ertesi beynimiz yaşamaya devam eder mi?  Beyin ve bedenin ölümleri senkronizemidir ve dahası beden ölünce  ölümsüz denilen ruh nereye gider? Bu soruları merak eden  5 tıp öğrencisi kendi üzerlerinde ölüm deneyleri yaparlar. Kalplerini durdurmak suretiyle ölüm ötesini deneyimleyip 3 dk içerisinde arkadaşlarının müdahalesi ile yeniden hayata dönmekte ve o sırada beyin dalgalarını da kayda almaktadırlar.  Filmde her anlamda eksiklik çok. Ama sorgulattığı tema anlamında buraya almak istediğim filmlerden oldu.  Vicdan. Bizi insan yapan en önemli vasfımız. Vicdanı boyutumuz ile sorguluyor öğreniyor ve yüzleşiyoruz hem tüm evrenle hem kendimizle. Vicdan grafiğimiz doğrultusunda afetme, kabul...