O2 OKSİJEN




" doğmadan doğmak, yaşamak, ölmek" 
Katman katman açılabilecek ve pek çok film türünü kapsayan değişik bir yapım oksijen. Gerilim, psikolojik dram, bilim kurgu ve belki de aksiyon olarak nitelendirilebilir. Hangi göz ile bakarsanız o açıdan seyredebilirsiniz. Bu blog ise varoluşsal açıdan filmi seyreylediği için eleştirilen yüzeysel olguların ötesinde filmi çok beğendi  :)  

ciddi bir bilgi vermek gerekir klostrofobisi olanların seyredemeyeceği yada çok zorlanacağı bir yapım. her ne kadar yönetmen araya ve bana göre dozunda Liz'e dair geri dönüşlerle mekanı seyirci için değiştirse de film boyu bir kapsülde olduğunuzu biliyorsunuz.

Liz hafızasını yitirmiş bir biçimde kriyojenik bir kapsülde uyanır. Film boyu kim olduğunu öğrenmeye çalıştığı ve bu sıkışık mekandan ölmeden kurtulmayı  ümid ederek çırpındığı akış,  farklı biçimde nihayetlenir. Kısaca özeti bu olan film muazzam bir varoluş anlatımı bana göre. 

İnsanın insan olmadığını bilerek doğması misali   kahramanımızı da  da bir doğum sahnesiyle tanıyoruz ki filmin en güzel sahnelerinden biri. Nefesiniz fiili anlamda kesiliyor, nefes alamıyorsunuz ekrana kilitlenirken.  Doğum ötesi ise;  kim olduğunu bilme, varoluşu hatırlama, insan olma hedefini yakalayabilme, hayatta kalma güdümüzü her ne şat altında olursa olsun yaşatabilme, yaşamaktan en olumsuz anda dahi vazgeçemeyen insan doğası olarak, sergileniyor. Film doğumdan ölüme insanın hayat döngüsü aslında. Filmi bu boyutta izlerseniz farklı bir tat alacağınızdan  ve idrak kanallarınızı zorlayacağından eminim. Kriyojenik kapsül küçük gibi gözükse de tüm yaşamsal faaliyetleri gerçekleştirip hayatta kalınması sağlayabilecek bir ortam. Tıpkı evrende ki dünya ve onun içindeki insan gibi. Kısılmışlığını aşarak zihninde özgürlüğü de yaşayan Liz,  insanın tanrılaşma zaafıyla da ciddi bir biçimde yüzleşiyor. 

Bu tip tek mekan filmleri çekebilmek cesaret işi. Filmi ilk  seyredişinizde konuya odaklanacağınızdan fark edemeyebilirsiniz ikinci kez seyrettiğinizde ( yada bu bilgiyle ilk seyredişinizde )  sayısız ve tekrarsız kamera açısı ile karşılaşıyor ve yönetmene şapka çıkarıyorsunuz. 

Olmayanı  yada olmuş olanı, doğmayanı yada ölmüş olanı seyrettiğinizi anladığınızda seyirlik daha  da keyifli oluyor. 

Ve çarpıcı başka bir detay nefes.  "O iki  molekül yoksa yaşam yok. sadece bu. ötesi değil " diyor film İnsanoğlu  gözünü uzaya diktiğinden beri aradığı şey yaşanabilir bir gezegen.. Peki insan sizce toprak mı arıyor yoksa aradığı özüne üflenen o tek nefesden bir tane daha bulabilmek mi? 
oksijeni mi arıyoruz aslında? nefesinmi peşindeyiz?

yapım yılı / 2021 
yönetmen /  Alexandre Aja 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HIM MAS ALLA DELA LUZ / IŞIĞIN ÖTESİNDE OLAN

ALONG with the GODS / Tanrılarla Beraber

JUST LET GO / AFFETMEK